Dead Island 2 - İnceleme

Bol şamatalı bu vahşet festivali iyi bir zombi katliamı sunsa da yaratıcılık namına bir şey yok gibi.

Dead Island 2 incelemesi

Dead Island 2 dışarıya verdiği ilk izlenimde harika görünüyor olsa da hayal gücü konusunda kesinlikle eksikleri var. Bir taraftan bakıldığında Dambuster Studios 2011’de çıkan ilk oyuna hoş ve komik bir devam sunuyor ve bu oyun hem muhteşem replikleri hem de parçalanmış vücut uzuvlarını bir arada barındırıyor. Fakat Dead Island 2’nin saçmalık seviyesindeki şakalarını ve bitmeyen komik anlarını bir köşeye bırakırsak, Dead Island’ın piyasaya çıkmasından günümüze kadar geçen on sene içinde oyuncularla buluşan diğer onlarca zombi oyununa kıyasla daha iyi yaptığı pek bir şey yok gibi görünüyor, ki buna özellikle Dying Light 1 ve Dying Light 2 dahil (bu iki oyun da Dead Island’ı yapmış olan Techland imzasını taşıyor). Özgünlük konusunda sınıfta kalsa da Dead Island 2 Los Angeles’ta geçen bu zombi parodisini oldukça iyi bir şekilde işliyor ve serinin uzun zamandır ihtiyacı olduğu taze kan görevini görüyor. Bol bol vahşet içeren sahneler ile Hollywood’un kırmızı halılarını daha da kırmızıya boyadığımız bu oyun size kahkaha attıracak kadar komik ve harcadığınız zamana da değiyor.

Bu yazılar da ilginizi çekebilirDead Island: Riptide Steam'de ücretsiz olduDead Island: Riptide Steam'de ücretsiz oldu

Bu neşeli birinci şahıs aksiyon oyununda “Hell-A”’nın zombi ordularına karşı ağza alınmaz çirkinlikte şiddet eylemlerinde bulunabiliyorsunuz ve aslında işin en sıradan kısmı bu. Başarısız bir uçakla tahliye girişiminden kurtulan ve virüse dirençli olan altı karakterden birini seçtikten sonra kimsenin kıyameti pek ciddiye alıyor gibi görünmediği Güney Kaliforniya’nın saçma sapan caddelerine vahşi bir şekilde atılıyorsunuz. Yaklaşık 30 saat süren bu macerada ister tek başınıza ister maksimum iki arkadaşınızla birlikte oynayabileceğiniz coop modu ile önünüze geleni tekmeleyip bağırsaklarını deşerken karşınıza çıkan birbirinden enteresan yan karakterlerin verdiği görevleri de yapmaya çalışıyorsunuz. Bunlara uyuşturucu müptelası bir rock yıldızı ve moda ile ilgili tavsiyelerini Hugh Hefner’dan alan emekli bir yaşlı film yıldızı dahil.

Dandik bir B filmini andıran hikâye mantıklı bir şeyler sunmak için o kadar az çaba sarf ediyor ki resmen bilinçli olarak hiciv niyetine yapılmış gibi duruyor; tabii bu da gövdelerinin içinde agresif arılar barındıran kovanlar saklayan bazı zombilerin yer aldığı bir oyunun absürt temasına oldukça uyuyor. Hikayedeki bazı enteresan noktalar ve aldatmacalar çok şaşırtıcı ve ilgi çekici olmadığı için de Dead Island 2 sanki daha önce oynamış olduğunuz bir oyunu tekrar oynuyor gibi hissettiriyor.

Dead Island 2 sanki daha önce oynamış olduğunuz bir oyunu tekrar oynuyor gibi hissettiriyor.

İşin iyi kısmı ise oyunun hikâye anlatım kısmı berbat olsa da yolculuk boyunca yanınızda olan karakterler oldukça komik yazılmış ve akılda da kalıyorlar, bu konuda hiçbir sınır tanınmamış olması Dead Island 2’nin yararına çalışıyor. Örneğin bir bölümde içinde asit tüküren devasa bir mekanik örümcek barındıran bir korku filmi setinde son derece alıngan bir asistanı ararken, bir başka yan görevde ise takipçi sayısını artırmak isteyen bir sosyal medya influencer’ı için zombileri yaratıcı bir biçimde öldürme yollarını arıyordum. Geliştiricilerin Los Angeles’ın basmakalıp kendini beğenmişliğini ve görgüsüzlüğünü oyuna dökmekte kullandıkları çeşitli yollar Grand Theft Auto 5'teki Los Santos’un resmedilişini insana hatırlatıyor.

Atacağınız kahkahaların çoğunluğu seçtiğiniz kahramanın diyaloglarından kaynaklanıyor çünkü bu arkadaş etrafındaki herkesle ve her şeyle sürekli alay ediyor. Örneğin en çok oynadığım karakter olan Jacob çocuklar için düzenlenmiş olan bir karnavala musallat olan bir zombi palyaçonun amacını defalarca sorgularken istemsizce kıkırdayıp durdum. Burada hoş olmayan nokta ise bu muhteşem diyalogların çoğunluğu, hangi karakterle oynarsanız oynayın size hep aynı şekilde cevap veren NPC’ler yüzünden güme gidiyor. NPC’ler sıklıkla karakterinizin onlara söylediği komik şeyi yok sayıyor ve kendi söyleyeceklerini söylüyorlar. Bunun dışında ise karakterlerin müthiş eğlenceli bir şekilde yazılmasının yanı sıra yüksek kaliteli seslendirme performansı da siz önünüze artık ne geldiyse ona tekme tokat girişirken size eşlik ediyor ve bunların kesinlikle Dead Island 2’nin en iyi kısmı olduğunu söyleyebilirim.

Karakterlerin müthiş eğlenceli bir şekilde yazılmasının kesinlikle Dead Island 2’nin en iyi kısmı olduğunu söyleyebilirim.

Daha önce bir zombi kıyameti oyunu oynadıysanız o zaman bu devam oyununun da kullandığı dövüş formülünü tahmin edeceksinizdir. Beyzbol sopaları ve çekiçler gibi basit yakın dövüş silahları ile başlıyor ve sonrasında elektrikli katana veya bir balyoz ile alev makinesinin cehennemde doğmuş çocuğuna benzeyen karmaşık silahlar üretebiliyor ve eninde sonunda ateşli silahlara da ulaşabiliyorsunuz. Fakat eksantrik yakın dövüş seçeneklerinin ilginç tasarımları olsa da pratikte çeşitli bonuslar sağlamak haricinde modlanmamış akranlarından farklı hissettirmiyorlar, bu yüzden göründükleri kadar heyecanlı değiller. Kullanabileceğiniz yakın dövüş silahları da Dead Rising serisinden alıştığımız kadar özgün ve çılgınca tasarımlara sahip değil, bu da Dead Island 2’de lazerli şemsiyeler veya ucuna koli bandı ile el bombası bağlanmış balyozlar göremeyeceğiniz anlamına geliyor.

Bunun yüzünden de Dead Island’nin sayıca fazla olan yakın dövüş silahları ve dövüş sistemi çok hızlı bir şekilde eskiyor. Ne kadar farklı görünseler ve kâğıt üzerinde başka amaçlara ve özelliklere sahip olsalar da yıkım aletlerini kullanırken çeşitliliğin ne kadar az olduğunu fark edecek ve zombi sürülerine karşı dövüşmenin ne kadar da basit olduğunu anlayacaksınız. Beyin yiyen bir yaratığı işler monotonlaşmaya ve Zombieland filmindeki Woody Harrelson gibi hissetmeye başlamadan önce kaç kere ortadan ikiye ayırabilirsiniz? Oyunun ileri safhalarında bile size sunulan şeyler ortama çeşitlilik katmaya maalesef yetmiyor. Tekrara düşmekten kurtulmanın en iyi yolu çok oyunculu modda oynamak zira düşmanları döner tekme vasıtasıyla çatılardan aşağı atarken sizi izleyen arkadaşlarınızın olması ortamın kahkaha tufanına dönüşmesine sebep oluyor.

Düşmanları döner tekme ile çatılardan aşağı atarken sizi izleyen arkadaşlarınızın olması ortamın kahkaha tufanına dönüşmesine sebep oluyor.

Oyundaki gerginlik hissini yok eden şeylerden biri de ister yalnız başınız isterseniz de takım olarak oynuyor olun, başarısız olmak gittikçe daha zor hale geliyor. Yaşayan ölülerden oluşan güruhun altında kalmak yerine cesetlerinin üzerinde tepinmenizi sağlayacak pek çok alete erişiminiz zamanla açılıyor ama karşınıza çıkan tehditler silahlarınıza ayak uyduramıyor ve zayıf kalmaya başlıyorlar. Örneğin mükemmel zamanlanmış olan bir kaçınma veya savuşturma hareketinin (ki bu ikisinin de size tanıdığı süre oldukça bonkör) karşınızdaki zombinin kellesini alırken sizi geçici bir süre ölümsüz kılması ve bir taraftan da canınızın yüklü bir kısmını size geri vermesi gerçekten inanılmaz bir olay. Bundan dolayı oyun boyunca asla kendimi tehlikede gibi hissetmedim. Yaşayan ölülerin dibine girip elinizdeki aleti kafalarına geçirmekte hiçbir sorun olmasa da Los Angeles’ın ekstrem plastik cerrahı unvanını kazandıktan sadece birkaç saat sonra bu işten sıkılmaya başladığımı belirtmem gerek.

Menzilli silahlar ise ayrı bir hikâye. Bu silahlar özensiz, isabetsiz ve pek çok yakın dövüş odaklı beceriden ve geliştirmeden faydalanmıyor. Öyle bir şey ki, sanki oyuna bu silahları koymaya son anda karar vermişler ve onda da baştan savma bir iş yapmışlar gibi duruyor çünkü verdikleri his ayarsız gibi geliyor. Ateşli silahların zombileri biçmek için en etkin yol olmaması bir tarafa, üzerine cephane de çok kısıtlı ve ateş etmek de hiç keyif vermiyor. Ayrıca zaten her yandan üstünüze öbek öbek zombi koşarken ateşli bir silahı uzun süreli kullanma şansınız kalmıyor çünkü mutlaka bir tanesi dibinize girerek bir “hızlı aksiyon” sekansı başlatıyor ve işin sonunda gene yakın dövüş silahınıza dönmek zorunda kalıyorsunuz. Bunun yanında daha geçen sene piyasaya sürülen Dying Light 2’de deneyimlediğim parkur becerilerine kıyasla Dead Island 2’nin dövüş sırasında oyuncuyu mahkûm ettiği hareket sistemi gerçekten çok yavaş ve beceriksiz kalıyor.

Cephane çok kısıtlı ve ateş etmek de hiç keyif vermiyor.

Bütün incelemeyi kötülemekle geçirecek değiliz elbet. Dead Island ve Dying Light oyunlarının ardından müthiş bir değişiklik olarak el bombaları, molotof kokteylleri ve ninja yıldızları (shuriken) gibi kullanılabilir eşyalarda taşıyabileceğiniz sınırlı bir sayı yerine kullandıktan sonra bir süre beklemeniz gereken bir cooldown sistemi konulmuş. Bu şekilde bu tür eşyaları ileride belki de asla gelmeyecek zor bir karşılaşma için stoklamak yerine korkusuzca kullanma imkânım olması beni mutlu etti.

Dövüşleri diri tutan başka bir şey de yan görevler ve ana hikâyede ilerledikçe açacağınız pasif ve aktif özelliklerinizin bitmiyor olması. Oyundaki karakterinizi sevdiğiniz şekilde özelleştirebilmenizi sağlayan oldukça geniş bir yelpaze var, örneğin ben saldırı hızımı inanılmaz yükselterek mükemmel savuşturma hareketlerinden sonra kullandığım karşı saldırıların mümkün olduğunca yıkıcı etkiye sahip olmasını amaçladım. Hatta oynadığınız karaktere göre bazı özel seçenekler de var ve bu seçenekler o karakterin güçlü yanlarına oynuyor. Daha da garipleşmek istiyorsanız alan etkili güçlü bir yer saldırısı veya öfkeden çılgına dönerek zombileri çıplak ellerinizle parçalara ayırabilmek gibi insanüstü güçlere de sahip olabilirsiniz. Bu güçlerin de bir cooldown periyodu var ve genel olarak biçme ve doğrama işinden biraz olsun sapmak için oyuna yerleştirilmişler ama sonuçta tekdüzeleşmeye başlayan dövüşleri daha ilgi çekici hale getirebiliyorlar.

Daha da garipleşmek istiyorsanız zombileri çıplak ellerinizle parçalara ayırabilmek gibi insanüstü güçlere de sahip olabilirsiniz.

Zombilerin varlığı bir hata olsa da en azından onları kesip biçmesi zevkli. Aynı şeyi Dead Island 2’nin sahip olduğu teknik hatalar için söylemek güç tabii. Hiçbiri oyunu mahvedecek düzeyde değil ama ara sahnelerde insanların zemine battığını, altyazının konuşan kişi hakkında yalan söylediğini ve daha pek çok istemsiz yapılmış saçma sapan şeyi gözlemledim. Çok oyunculu mod ise işin içine gecikme, kaybolan karakterler ve bunun gibi bazı başka sorunları da sokarak halihazırda hatalı olan bir oyunu iyice tahmin edilemez bir boyuta taşıyor. Bu tür problemler genellikle Hollywood’un zaten keşmekeş halindeki caddelerini daha da abuk subuk bir hale sokmaktan ötesini yapmıyor ve iyi bir zaman geçirmenizi de engellemiyor ama Dead Island 2’ye bir bitmemişlik hissi verdikleri de ortada.

Son bir şikâyetim daha var. Oyun ne hikmetse senaryo modunda sizinle aynı noktada veya daha ileride olmadığı müddetçe kimsenin oyununuza katılmasına izin vermiyor, bu yüzden arkadaşlarınız ile oynamak istiyorsanız onlara yardım etmek için çoğu zaman geri gitmeniz gerekiyor, içlerinden birisi fazla ilerlerse de bu sefer sizin ona yetişmeniz gerekiyor. Bu kararı ben fazlasıyla garip bulduğumu söylemeliyim çünkü oyuncuları spoiler yemekten korumayı gerektirecek kadar ciddi bir senaryo ortada olmadığı gibi senaryonun içinde öğrenmekten kaçınmak isteyeceğiniz bir ters köşe anı da yok.

Karar

Dead Island 2, Los Angeles soslu histerik bir hiciv olarak çoğu şeyi yeteri kadar iyi yapsa da bunca iyi zombi oyununun arasında bana biraz da Amerika’yı yeniden keşfetmek zorunda kalmışım gibi hissettirdi. Aslını isterseniz muhteşem komedi kısımları haricinde Dead Island 2’nin geçen sene çıkan Dying Light 2’ye kıyasla daha iyi yaptığı çok az şey var. Gene de Wolverine pençelerinizi bir zombinin yüzüne geçirmek veya kelleleri golf sopası ile uçurmak isterseniz Dead Island 2 derdinize deva olacaktır. Kan ve vahşet ile dolu yakın dövüş sistemi ve akılda kalıcı karakterleri oldukça eğlenceli ve coop çok oyunculu moda arkadaşlarınızla girdiğiniz zaman aldığınız zevk katlanarak artıyor. Oyunun sunduğu nispeten sade silah üretim ve beceri yükseltme sistemi bu bronz derili yaşayan ölüleri tepelemek kadar zevkli olsa da oyunun gerçek yıldızları kesinlikle sağlam karakter diyalogları ve oyunun tamamen saygısız bir şekilde ilerleyen tonu olsa gerek.

Yazının Konusu

Dead Island 2

Dambuster Studios | 21 Nisan 2023
  • Platform

Dead Island 2 incelemesi

7
İYİ
Bol bol vahşet içeren sahneler ile Hollywood’un kırmızı halılarını daha da kırmızıya boyadığımız bu oyun size kahkaha attıracak kadar komik ve harcadığınız zamana da değiyor.
Dead Island 2